Böğürtlen Sayesinde Arkadaşımın Karısını Siktim

Slm ben Gökhan, 35 yaşındayım, hoş bir eşim, keyifli yuvam var. Aslında şikayetim yok, şayet su seks problemi olmasa. Eşimle herşeyi denemiş olmamıza karşın, yinede kendimi gereğince tatmin olmuş hissetmiyorum. Daha fazlasını değilde, değişiğini istiyordum. Karşıma çıkan her bayanın bacak ortasını aklıma getiriyor, bazen 31 çekiyor, bazende hayaliyle kalıyorum. Tabiki hayalimdeki bayanların hepsi çok istekli ve erkeğinin her isteğini yerine getiriyorlar. İşin en berbat tarafı da, arkadaşlarımın eşlerine duyduğum ilgiydi. Hele arkadaşım Niyazinin eşi Nurgüle duyduğum hisler artık beni ona karşı seks aşığı etmişti…

Ailece bir arada geçirdiğimiz vakitlerden ötürü, aramızdaki bağımız dahada kenetlemişti. Eşimle sevişirken olsun, 31 çekerken olsun, Nurgül daima başrolü oynuyor, aklımdan çıkmıyordu. Ancak Nurgüle aşık değildim, onunla yaşamak istemezdim, evlilik hayatımı tekrar çizebilsem, tekrardan eşimi seçerdim. Ancak yeniden de Nurgülü sevişerek yaşamak, Nurgülü sevişerek yaşatmak istiyordum. Nurgülün de bana karşı sempatisi vardı, bunu hissediyordum. Birlikte olduğumuz ortamlarda gözü daima bende olurdu. Tabiki hanımlığından taviz vermezdi. Ben de bazen kendi kendime, (Saçmalıyorsun, düşünsene Nurgülle aşk yaşıyorsun ve yakalanıyorsun, kimsenin yüzüne bakamazsın, bulunduğun ortamı terketmen gerekir!) diye, mantıklı düşünürek kendimi frenliyordum. Ancak Nurgülü birdaha gördüğümde birebir hislere tekrardan kapılıyordum…

Böylelikle yıllar geçip gidiyordu, taaki o hiç gerçekleşmeyecekmiş üzere ve aslında vazgeçtiğim gün gelene kadar. Günlerden Salı idi, saat 11:00 üzere telefon çaldı. Nurgül eşimle görüşmek istiyordu. “Evde yok, ben yardımcı olayım?” dedim. Nürgül hava hoş olduğundan yürüyüşe çıkmış, yol kenarında böğürtlen çalısına uzanırken ayağı kaymış ve bileğini burkmuş, bize de yakın olduğu için eşim aklına gelmiş. “Kımıldama geliyorum!” deyip, otomobile atlayıp yanına vardım. Canı yanmış zavallının, bir taşın üstüne oturmuş bekliyordu. “Geçmiş olsun!” deyip, sağ art kapıyı açıp koltuğa oturttum, rahat etmesi için de ön koltuğu gittiği kadar ileri çektim. Sol taraftan yanına gidip ayağını denetim ettim. Bileği hafif şişmişti. Bileğini 5 dakika kadar ovdukdan sonra acısı da azalmıştı artık. Onu güldürmek için, “Şimdi birde öptüm mü hiç birşeyin kalmaz!” dedim ve bileğini öptüm. Gülümsedi…

Nurgüle bukadar yakın olmamıştım. Nurgüle olan hislerim birden tekrar tavan yapmıştı. Birşeyler olacaksa artık tam vaktiydi. Tekrardan bileğine uzanıp öptüm, ancak bu sefer dudağımı çekmeden milim milim üst çıkmaya başladım. Üzerinde renkli ve etek kısmının geniş bir yaz elbisesi olması, hem çok yakışmış, hemde işimi kolaylaştıracaktı. Niyetimin değiştiğini anlayan Nurgül, “Dur napıyorsun?” dedi, fakat hoşlandığı da, kesin buyrukla ‘Dur!’ dememesinden aşikâr oluyordu. Kendimi pişkinliğe vurmuş, yavaş yavaş üst çıkıyordum. Diz kapağına geldiğimde, iki eli başıma yapışmış, beni itmek istese de, artık hislerine yenik düşüyordu. Başımı iteklemekten vazcaymış, okşamaya başlamıştı…

Artık baldırının iç kısmına varmıştım. Bıkmadan, yıllardır hayal ettiğim, şimdiye kadar yalnızca Pantolon içinde gördüğüm o hoş bacakları, artık çıplak olarak öpüyordum. Dünyalar benim oluyordu. Nihayet eteğini kaldırıp, amının kabarıklığını külotunun içinde gördüğümde, sanki rüyadamıyım diye kendime çimdik atmak istedim. Nurgül aslında hafif tombul olduğundan, amı da beyaz külotun içinde kabarık duruyordu. Anında üstüne yumulup, yıllardır yapmak istediğimi uygulamaya başladım. Külotunu yana sıyırıp, amını sülük üzere emmeye başladım. Ağzımı açabildiğim kadar açmıs, ağzımı Nurgülün amıyla doldurmuştum. Çok büyük zevk alıyordum. Kokusu, tadı, yıllardır beklemenin en büyük armağanıydı. Nurgül nihayet benimdi. Ona zevk yaşatıyor, onun zevkini yaşıyordum. Başımı iki eliyle avuçlamış, amcığına bastırıyor, vücudunu sarsan Orgazmlarıyla birlikte hoş sıvılarını ağzıma salıyordu…

Müthiş olmuştum, artık Nurgülü bayanım yapmanın vakti gelmişti. Pantolonumu açıp aşağı indirdim, akabinde Nurgülün donunu sıyırdım ve “Nasıl büyüttün kız bu amı, neyle besledin?” diye sorduğumda, gülerek, “Yarakla besledim!” deyince, “Al ozaman mamasını vereyim onun!” deyip, kıvama çoktan gelmiş Nurgülün amına sikimi geçirdim. Tıpkı anda ikimizin dudağından derin bir, “Oooffff!” çıktı. Yıllardır gözümde tüten yerimi nihayet bulmuştum. Biraz bu türlü durup, çekip çekip tabanına kadar sert sert vuruyordum. Otomobilin art koltuğunda çok rahat durum almıştık. Nurgül koltukta, ben de önünde diz çökmüştüm, Nurgül bacaklarını kollarıma bırakmış, ben de onları istediğim kadar ayırıp amının içine köklüyordum. Yıllardır Nurgülü çok arzulamıştım, artık onu sonsuz Orgazmlara taşımak istiyordum, zati kendinden geçmiş, bayılacakmış üzere bir hali vardı…

Sikimi çektim, yalnızca başını amında bıraktım ve kısa kısa ataklarla içine sokuyordum. Kadınımla oynuyordum. Fazla değil, yalnızca 1-2 santim kadar girip çıkarken, tempomu artırdım. Nurgül kopmak üzereydi, hepsini içine almak için kalçasını bana doğru itiyor, bacaklarını dahada ayırıyordu. Tekrar kalçasını öne attığı bir anı bekledim, o anda vargücümle sonuna kadar sikimi amına sapladım. Kocaman bir feryatla ikimiz birlikte, tıpkı anda boşaldık. Nefes nefese kalmış, saunadaymış üzere ter döküyorduk…

Biraz kendime geldikten sonra, “Mutlu musun?” dediğimde, başını sallayarak onayladı. Yüzündeki tabir asla aklımdan çıkmayacak. Ayıp mı yaptık, günah mı işledik bilmiyorum, tek bildiğim muhteşem birşey yaşamıştık. Tekrarlarmıyız onuda bilmiyorum, lakin şansımızı pek zorlamamak lazım diye düşünüyorum.